22 Mayıs 2018 Salı

DARK FUNERAL - WHERE THE SHADOWS FOREVER RAIN


Black Metal'in ikinci nesil atalarından Dark Funeral, altıncı albümü ile huzurlarınızda efendim. Size bu 2016 tarihli kusursuz sanat eserinden biraz bahsetmek isterim. Öncelikle şunu söyleyerek başlayayım. 1994 yılında aktif müzik hayatına atılan grubun ismini her zaman duydum ve albüm kapaklarına da aşinayım ama nedense bir türlü sıra gelmedi. Bu albümü raflarda gördüğümde ise "Tamamdır," dedim "Artık Dark Funeral'e bir kulak kabartmanın zamanı çoktan geldi ve geçti." Kapak resmi bir Black Metal grubuna fazlasıyla yakışacak şekilde tasarlandığından zaten ilk görüşte dinleyiciyi büyülüyor. Kapak resimleri ilk izlenim için çok önemli. Bunca yıllık birikimin ardından böyle bir gruptan daha aşağısı beklenemezdi zaten. Türkçe anlamı "Gölgelerin sonsuza dek hüküm sürdüğü yer" olan albüm ismi ise ikinci on puanlık hamle. Logo için zaten söyleyecek bir şey yok. Tam bir kült. Peki bu kadar şaşalı sunuş sonrası CD'nin içeriği nasıl acaba? Efendim albümü satın aldık, eve heyecanla gidip müzik setimizin önüne kurulduk. Keyifle yeni CD'mizin jelatinini açtık ve dinlemeye koyulduk. Kayıt ve prodüksiyon on üzerinden on puanı anında kapıyor. Yani müzik öylesine kusursuz bir mix/mastering aşamasından geçmiş ki, sanat eseri bir tablo mu izliyoruz yoksa müzik mi dinliyoruz belli değil. 

Tabi o sırada ilk aklıma gelen düşünce, "Sen bu grubu bunca sene nasıl geri plana attın?" oluyor. Yanlış yapmışız efendim, zararın neresinden dönersek kardır. Sondan başa doğru sindire sindire dinlerim artık, yapacak bir şey yok. İlk şarkı "Ruhumun zincirini çöz" anlamına gelen "Unchain My Soul" tam da bir albümden beklediğim gibi en düşükten başlayıp giderek yükselen temposuyla gerçekten de zincirlerimizi çözüyor ve şarkı ilerledikçe özgür kaldığımızı hissediyoruz. Albüm ile ilgili en çok dikkatimi çeken detaylardan birisi, solistin şarkı sözlerini okuma şekli İngilizcede "Brutal Vokal" olarak adlandırdığımız türde olmasına rağmen söylediği kelimeler ve cümleler net bir şekilde anlaşılıyor. Daha önce bu tarz müzik dinlerken CD kitapçığını okumadan sözlerin çoğunluğunu anladığım olmamıştır. Şüphesiz arada bazı kelimeler ve cümleler net anlaşılır ama bir bütün oluşturacak kadar değil. Bu albümde ise keyifle sözleri anlayıp müzikle daha çok bütünleşme fırsatı buluyoruz. Albüme ismini veren dokuzuncu ve son şarkının benim favorim olduğunu söylemeliyim. Melodik alt yapısı çok güçlü olan bu şarkı, benim nazarımda akılda kalıcı olma özelliğiyle de bir numara olmayı hak ediyor. 

Son olarak albümün İngilizcede "Patch" olarak geçen ve Türk müzikseverlerin de orijinal adını kullanmayı tercih ettiği yamasını yerel bir müzik mağazasında tesadüfen bulup alma şansı bulduğum için mutlu olduğumu söylemeliyim. Onu da kot ceketimin koluna diktikten sonra keyfim ikiye katlandı. Şimdi albümü doyana kadar defalarca dinleme ve sonra da geriye doğru adım adım giderek eski albümleri dinleme zamanıdır. 

Rulers of the majestic night, I sacrifice myself
I summon the one with the horns and the fire
as I throw myself right into the dark

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder