14 Ağustos 2020 Cuma

OBSIDIAN GATE - COLOSSAL CHRISTHUNT


2001 yılında soğuk bir kış günü Ankara'nın sokaklarında gezerken girdiğim bir müzik mağazasında, oldukça dolgun içerikli bir metal fanzin buldum. Yanında üç tane de CD hediye eden dergiyi anında kaptım. Albüm tanıtımları kısmı öylesine zengindi ki, hangisine bakacağımı şaşırmıştım. Obsidian Gate'in Colossal Christhunt albümü ile bu dergi vasıtası ile tanışmış oldum. Şüphesiz ilgimi ilk çeken detay albüm kapağıydı. Grubun logosunu söylemiyorum bile. O ayrı bir estetik obje. O zamanlar internet bu yazıyı yazdığım 2020 yılındaki kadar güçlü değildi ve albümlere ulaşmak kolay olmuyordu. Bu albümü uzun süre merak ettikten sonra nihayet 2005 yılında sipariş etme fırsatı buldum. Gelen CD'nin baskısı beni biraz şaşırttı çünkü renkler internette gördüğüm fotoğrafları gibi değildi. Sonra bu baskının Rusya'da bir firma tarafından ikinci baskı olarak yapıldığını öğrendim. Ben ulaşana dek Almanya'da basılan ilk kopyalar çoktan tükenip koleksiyoncuların karanlık mahzenlerindeki yerlerini almışlardı. Elimdeki ürün de resmi bir baskı olmasına rağmen meczup bir koleksiyoncu olduğum için ilk baskının peşine düştüm. Ne macera ama! Bir tane bulmam ve satın almayı başarmam 2018 yılını buldu. Şimdi iki baskı da koleksiyonuma dahil oldu ve meczup ruhum huzur buldu. 

Her albümünde farklı bir konsept belirleyip onun üzerinen hikâyeler anlatan Alman grup, bu albümde Roma’nın acımasız arenalarında aslanlara yem edilen Hıristiyanların hikâyesini anlatmayı tercih etmiş. Albümün ismini de "Muazzam İsa Avı" olarak belirlemişler ki konseptle şüphesiz kusursuz bir uyumu var. Kapak resmi Jean-Léon Gérôme isimli sanatçının 1872 tarihli Pollice Verso tablosundan alınmış. Orijinali renkli olan tablo, albüm kapağında kahverengi tonlarda ve yönü değiştirilerek (ayna görüntüsü) sunulmuş. 

Şüphesiz en önemli konu müziğin kendisi. Biraz da ondan bahsedelim. Obsidian Gate bir Black Metal grubu. Bu albümde çalan iki ayrı klavyeci var ki bu alışılagelmişin dışında bir durum. Öyle olunca senfonik altyapı da en üst düzeyde oluyor. Tabi kompozisyonları oluşturan melodiler klasik müzikte duymaya alıştığımızdan çok daha farklı, çiğ ve çılgınca. Davulların bilgisayarda yazıldığını tahmin ediyorum ama mix öyle iyi yapılmış ki bu durum hiç rahatsız etmiyor. Müziği şarkı sözlerini okuyarak dinlediğinizde daha iyi derinlik kazanıyor ve grup üyelerinin müzik ve konu bütünlüğüne ne kadar önem verdiklerine şahit oluyoruz. 

Doğrusunu söylemek gerekirse bu albümün bir LP sürümü ve hatta bir Picture Disc sürümü olmasını çok isterdim. O muhteşem kapağı ile koleksiyoncuların pek bir ilgisini çeker ve muhtemelen kısa sürede tükenirdi. CD sürümü ile bile nadir bulunanlar sınıfına kısa sürede giren bu albüm, tarzın meraklılarına tavsiye edilir. 

Jean-Léon Gérôme - Pollice Verso - 1872

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder